Biz büyük bir aileyiz, her birimiz vatanın en kılcal damarlarından atar damarlarına kadar olan yerdeyiz. Yolu olmayan köylerden suyu ve elektriği olmayan yerlere kadar her yerdeyiz. Yurdun manevi bekçileriyiz. Üç-beş haneli köylerin ve koca koca şehirlerin en ortasında biz varız.
Kurulan sofraların en başında, toplanan cemaatin önünde… önde, hep önde, en önde…
Kaç haneli bir yerde yaşarsak yaşayalım, oranın bir ferdi değil oradaki bütün ailelerin birer ferdiyiz. Doğan çocuğu önce şefkat kolları ile biz kucaklarız, ilk ezanını, ilk kametini, ilk duasını, ilkin ismini biz fısıldarız kulaklarına…
Her sünnet merasiminin kirvesi biziz. Her düğünün kamberi… Asker uğurlamalarının duacısıyız, kavga edenlerin aracısı, barışmak isteyenlerin nasihatçısı…
Hayatı nihayete erenlerle dostluğumuz vardır. Her ölüm gözetleyenin baş sırdaşıyız. Ayrılmayız yanı başından, kimi zaman bir dost edası ile ellerini tutarız, kimi zaman gözlerine bakarız.
Hayatın başında rahmeti rahmandan gelip kollarımıza verilen insan, hayatın sonunda yine kollarımızda Amme ve Yasinlerle uğurlanır, rahmeti rahmana…
Seslerimiz vardır, fecrin serinliğinde sabahı müjdeleyen. Öğle ezanı ile çalışmaya sevk eden, ikindi ezanı ile akşamı haber veren, akşam ile dur ve dinlen, yatsı ezanı ile gün bitti diyen ezanlarmız…
Cuma salası ile toplanmaya davet eden, şu kısa ömürde hadi toplanın ve kardeş olalım diyen bayram ezanlarımız.
Kiminin hasretine su serpen seslerimiz vardır, gönlü mahzunların gözlerinden yaşlar akıtan, ümitsizlere ümit, ölümü bekleyenlere hayat seslerimiz. Ammelerimiz, Yasinlerimiz…..
Eşiyle arası açılanlar, borcu olanlar, sevipte kavuşamayanlar, sınavlarda başaramayanlar, akrabası ile dargın olanlar, geçinemeyenler ve tutunamayanların başvurduğu güven kapısı…
Nerede yaşarsak yaşayalım, kaç yaşında olursak olalım dostlarımız hayatın çilesini gören yaşlılardır. Onlar bazen bizi anlamaz bazen biz onları anlayamayız. Ama yine de en sağlam dostlarımız onlardır.
Yaz ayarında çocuk açar camiler; rengarenk, cıvıl cıvıl...
Kış aylarında gençler pervane olur, bir harf öğrenmek, boşa geçen geçmişini telafi etmek, hayata anlam katmak için…
Dua isteyen, Yasin-i Şerif bekleyen, hatim listesinin en başına adımızı yazan annelerimiz, yaşlı ninelerimiz ablalarımız ve kız kardeşlerimiz….
Kimi zaman caminin çatısında kiremit dizen işçi, kimi zaman caminin bahçesinde bahçıvan, kimi zaman musluğunu tamir eden sucu kimi zaman minarede hoparlör tamir eden elektrikçi oluruz.
Biz kim miyiz?
Kimi İmam, kimi müezzin, kimi hoca, kimi hocam, kimi Hoca Efendi der. Kaç kişiysek o kadar ismimiz bir o kadar da sevdamız vardır.
Biz bu aziz yurdun her köşesinde her birimiz bir yerdeyiz fakat bu büyük evde hepimiz bir aileyiz.