Bu kış mevsimi bana göre son 20- 30 yılın en sert geçen kışıdır. Her tarafta kar var. Teknolojinin bu kadar ileri olduğu bu dönemde bile kar ve fırtına yüzünden koca ilçelerin illerle bağlantısı kesiliyor. Köylerle ulaşım ise bir var üç yok. Kar yüzünden okullarda eğitime ara veriliyor.
Ağır geçen geçen kış mevsimi bizlere elbet sıkıntılar getiriyor; soğuk havalar, ulaşımda aksamalar, elektrik kesintileri vs. ancak zorlu geçen bu mevsimi sobalı veya kaloriferli sıcacık evlerimizde istediğimizi yiyip içerek; odalarımızın pencerelerinden dışarıda yağan karı seyrederek, çay ve kahvemizi yudumluyoruz.
Fakat biz tok karınlarımızla yatağımıza girerken doğada ağır kış şartlarında açlıktan telef olan canlılar var. Yem bulmayan kanatlı hayvanlar ve memeli hayvanlar. Her şey kar altında kaldığından, yiyecek bir şey yok; ne kuşlar yem bulabiliyor, ne tavşan ne de kurt. Yüce dinimiz İslam, kainatta her şeyin bir denge ile yaratıldığını bildirir. Kainattaki ekolojik dengeyi sağlayan en önemli unsurlarından birisi de hayvanlardır. Kur'an-Kerim ekolojik sistemin önemli üyeleri olan hayvanları, “ümmet” olarak isimlendirmektedir. En’am suresinin 38. Ayetinde; “Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa, hepsi ancak sizin gibi ümmettir. Biz o kitapta hiç bir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp Rablerinin huzuruna getirilecekler.”Buyrulmaktadır. Yanı başımızda kuşlar, tavşanlar, geyikler, kurtlar ağır kış şartlarında telef olurken biraz düşünmeliyiz diyorum. Telef olan hayvanların bize seslenecek dilleri yok, sesleri yok. Bizler, yani insanlar, ne yapabiliriz açlıktan ve soğuktan telef olan kanatlı ve memeli hayvanlar için?. Mesela balkona, pencere kenarına ekmek kırıntıları kedi köpekler için kapı önlerine bahçelere artan yemeklerimizi bırakabiliriz. Otçul hayvanlar için ot, etçil hayvanlar için sakatat, kuşlar için yem bırakabiliriz, bahçelere, su kenarlarına, hayvanların geçiş güzergahlarına, tarlalara, tepelere…
Bu çetin geçen ağır kış şartlarında Doğal dengenin devamlılığını sağlamak için Karınca kadarınca herkesin bir şeyler yapması lazım, özellikle Derneklerimizin öncülük etmelerinde fayda var. Yanı başımızda hayvanlar yem bulmadıkları için telef olurken, kuşlar soğuktan donarken, hiçbir şey yapmadan sıcak odalarımızın pencerelerinden kış fotoğraflarını paylaşmak ne kadar doğru bilemiyorum.
Hayvanlara iyi davranmanın, cennete girmeye sebep olacağını bildiren Peygamberimiz (asm) sahabîlere şu olayı nakleder: “Yolda gitmekte olan birisinin susuzluğu artar. Hemen bir kuyuya inip suyundan içer. Kuyudan çıkınca susuzluktan dilini çıkarıp soluyan ve rutubetli toprak yalayan bir köpekle karşılaşır. Adam kendi kendine: “Bu hayvan da benim gibi susamış.” deyip kuyuya tekrar iner. Ayakkabısına su doldurur ve ağzıyla tutarak yukarıya çıkar, köpeği sular. İşte Allah bu kulunu övmüş ve günahlarını bağışlamıştır.”
Bunun üzerine sahabîler: “Hayvanları sulamakla bize de sevap var mıdır?” diye sordular. Resulullah (asm): “Yaşamakta olan her canlıyı sulamakta sevap vardır.” buyurmuştur.
Mehmet bey, öyle bi dünyada yaşıyoruz ki insanlar diri diri kesiliyor hemen her gün insanlar katlediliyor.başta bütün canlılar için yaşama hakkı diyoruz.ayrıca hayvanlar için duyarlılığınızdan dolayı çok teşekkür ederim.
ceren
08:49 21 Ocak 2019
duyarlılığınız için teşekkür ediyorum çok güzel bir yazı ellerinize sağlık.
HİLAL HAÇTAN ÜSTÜNDÜR.
13:45 20 Ocak 2019
SİZ DEĞERLİ ABİLERİMİZİ ÖZLEDİK. SİZİ SEVİYORUZ.
İsmini Söylemek İstemeyen Bir Kişi
23:51 19 Ocak 2019
Anlamlı ve güzel olmuş. Mehmet Bey ellerinize sağlık.